Tuesday, November 3, 2009

"Bir zahmet" sınırı

Belki bazılarınız biliyordur TRT'de "Bir Zahmet" adında bir program var. Bende bunu hafta sonu öğrendim. Anladığım kadarıyla bu program şaka programı fakat bir yarışma şeklinde düzenlenmiş. Program da gizli kamera ile çekim yapılıyor ve insanlara birşeyler yaptırılmaya çalışılıyor. İnsanlar da eğer bunu "iyi niyet"le yaparlarsa para kazanıyorlar. Buraya kadar pek bişey, bir sorun yok gibi görünüyor. Ama benim de bu programla tanışmama vesile olan olay çok iğrenç bir mevzu.
Otopark "görevlileri" olan iki kişi bir kaldırımda oturuyorlar. Minderi koymuşlar, ellerinde çekirdek ve yerde bir çekirdek kabugu deryası... Başroldeki "aktör"ümüz kumaş pantalon üzerine gömlek ve elbette ki göğüs dekoltesi ile takılmakta. Ve şaka kısmı başlıyor: Önce yoldan geçenlere laf atmalar, oradan geçen bir genci yanına "çağırma" ve gencin koşarak kaçması... Sonra yine oradan geçmekte olan bir gencimizin büyük ihtimalle korkması sonucunda kaçmayıp yanlarına gitmesi ile "şaka"nın esas kısmı başlıyor. Once maganda ağzı ile nereye gidiyorsun demeler, sonra korkutularak (ya da iyi niyetle, tam bilemiyorum) nüfus cüzdanının alınması (gasp edilmesi mi demeliydim), çocuğu bir (maganda lehcesindeki) "git" sözü ile göndermek ve sonra bir "geri gel" sözü ile geri getirmeler. Saçlarının uzunluğu, türkü dinlemesi yolunda telkinler, yola reflektör konilerinin dizdirilmesi, zıplatmalar, cüzdanın ve telefonun alınması... Fiziksel ve sözel tacizleri saymadım bile. Sonunda ise eline 2500 TL verip kaçmaları.
Sanırım onlar için en sonunda verilen para onlar açısından herşeyi çözüyor olmalı. Bu yüzden olacak, gazetede yazana göre, programın yapımcısı Alper Mestçi ise, "Yarışma bir aydır ekranda... Hiç eleştiri almadık. Bu sonuçta bir mizah programı ve oradaki yarışmacılar da para ödülü kazanıyor, herkes de halinden memnun. Yarışmacılar programdan gayet mutlu ayrılıyor. Psikolojik şiddet falan da uygulanmıyor. Her şey belli sınırlar içinde yapılıyor. Bu eleştiriyi yapanlara önce sabah programlarını eleştirmelerini öneriyorum" şeklinde bir açıklama yapıyor.
Olayın ilginç gördüğüm tarafı ise sadece iki gazete tarafından yayımlanmış olması. Milliyet ve Radikal haricinde hiç bir gazetede göremedim bu haberi. Bu iki gazete de aynı gruba bağlı olduğu için haber de birebir aynısı tabiki de. Bunlar dışında Google News ve diger gazetelerin kendi arama motorlarını kullanarak aradım fakat bir blog yazısı ve ekşisözlük dışında birşey bulamadım. İzlerken, yağımcısının kulağını, içimden ve dışımdan, defalarca çınlattığım bir olay ve neredeyse hiç bir gazetede yayımlanmamış. Televizyonlarda ki haber programlarını bilemiyorum fakat pek ümidim olduğu söylenemez. Hiç bir köşe yazarı değinmediği de cabası. Bu sebeplerden dolayı RTUK'ten de bir ses çıkacağı ümidim yok açıkçası ne de olsa TRT yayını.
Bir program elbette ki tek bir bölüm ile degerlendirilemez fakat bu bölüm çok çok büyük bir istisna. "Komik işte nesi var?" diyenlere sormak istiyorum : Eğer bu bölümü ile sınırı aşmadığını düşünüyorsa yapımcı, sınırı ne zaman aşıcak, bilmediğimiz bir sınır daha mı var ya da illa bunun için yazılı bir sınır mı olması gerekiyor? Oradaki olayın yüzbinlerce insanın başına geldiği, gelebileceği ve bunun bu şekilde bir mizah malzemesi olamayacağının bilinmesi için ne gerekiyor. Bir sınır varsa bu sınır ne zaman aşılacak; yoldan geçenlere kapkaç yapılıp, "iyi niyetle" çantalarının alınmasından sonra mı yoksa kadının bir tecavüz girişimi sonrası (bkz: sozluk) mı? Yoksa parası verildikten sonra bunlar da sınır içinde mi sayılacak? Bu tür bir yaklaşım, benzer olayı ve daha kötülerini yaşamışların başlarına geleni hafife almak ve de bunu doğal bir şey gibi göstermek olmuyor mu?

Not: videonun linkini vermek istemiyorum gazetelerden ya da youtube'dan bulabilirsiniz.

Not 2: Konuya başka bir yaklaşım : http://www.bianet.org/bianet/medya/118014-trtde-koyunluga-ovgu